Baş ağrıları genellikle göz bozuklukları veya yaşla birlikte gelişen yakın görme azalmasına bağlı göz yorgunluğuna neden olabilir. Ayrıca bu ağrılar, hipertansiyon, burun, kulak, sinüs ve diş hastalıklarına bağlı olabilir. Aynı zamanda gözlük, ilaç tedavisi, ağrı kesici veya dinlenme ile geçmeyen ağrılar araştırılmalıdır. Baş ağrısı, birçok kişiyi korkutan bir sorundur. Ancak baş ağrılarının %10'u tümör, kanama, damar tıkanıklığı gibi ciddi sorunlardan kaynaklanır.

Baş ağrılarının %90'ının ise çok farklı nedenleri vardır. Baş ağrısı genelde en fazla ilaç kullanılan ağrıların başında gelir. Genellikle başı ağrıyan kişiler, yakın çevrelerindeki kişilerin önerdiği ilaçları kullanmaktadırlar. Oysa bunun birçok önemli sakıncası vardır. Baş ağrısı nedeniyle sık ağrı kesici kullanımı, bir süre sonra ağrı kesicilere bağlı bir baş ağrısının gelişmesine neden olur.

Baş ağrıları, kulak ağrısıyla da bağlantılı olabilir. Kulak ağrısı, genellikle çocuklarda görüldüğü sanılır. Ancak yetişkinlerde de kulak ağrısı görülmektedir. Nedenine bağlı olarak tek ya da her iki kulakta birden ortaya çıkan kulak ağrıları, yine nedenine göre farklı özelliklerde olabilir. Kulak ağrısı, ciddi sonuçlar doğurabilecek bir durum olup hafife alınmaması gereken bir ağrıdır. Kulağın ağrısı, kulağın kendisinden kaynaklanabileceği gibi baş veya boyun bölgesindeki başka bir sorundan dolayı da kaynaklanabilir. Bu nedenle kulakta belirgin bir soruna rastlanmaması, bu ağrının yok sayılması anlamına gelmemelidir. Kulak, kendi kendisini temizleyen bir organ olduğundan bu gibi işlerle uğraşmak gereksiz ve sakıncalıdır. Çünkü aşırı yapıldığı zaman kulağın zedelenmesine yol açar.

Dış kulak enfeksiyonlarının tedavisi genellikle kolay olmakla birlikte, bir doktor tarafından yapılması gereklidir. Kulağın mikroplara açık olan ikinci bölümü, kulağın hemen arkasındaki kemiktir. Bu kemik, orta kulakta bulunan havanın devamı olan hava boşluklarını içerir. Kulak ağrısı çok fazla ise hasta geçici olarak sağır olabilir. Doktora erken başvurmak büyük yarar sağlar. Hastalığın ilk evrelerinde antibiyotikle tedavi imkanı vardır. Böylece birikmiş kirin temizlenmesi için ameliyata başvurmak gerekmez.