Çocuklarda baş ağrısı, çocukluk ve ergenlik döneminden itibaren görülen önemli bir semptomdur. Çoğu vakada belirgin bir neden bulunamamasına rağmen, basit bir üst solunum yolu enfeksiyonundan intrakranial kitleye kadar ciddi hastalıkların belirtisi olabilir. Bu nedenle doğru tanı koymak ve uygun tedaviyi uygulamak büyük önem taşır. Migren, baş ağrısına neden olabileceği gibi, beyindeki sinir hücreleri ve kan damarlarının oluşturduğu farklılıklar nedeniyle de ortaya çıkabilir. Sinir hücrelerinin saldığı maddeler kan damarlarını genişleterek ve damar dışına çıkmasına neden olarak farklı maddeler oluşturur. Bu durum, kişinin şiddetli ve sürekli baş ağrılarına maruz kalmasına yol açar. Bu baş ağrıları, primer baş ağrısı olarak adlandırılan ve ikincil olanlar ise belirli hastalıklara bağlı olarak ortaya çıkan baş ağrılarıdır.

Baş ağrısı, yetişkinlerde olduğu gibi çocuklarda da sıkça görülen bir semptomdur. Küçük yaşlarda çocuklarda baş ağrılarıyla kıvrandıkları bilinmektedir. Okul çağındaki çocuklarda en sık görülen ve ergenlik dönemi itibariyle artış gösteren bir durumdur. Yedi yaşındaki çocuklarda %40, 15 yaşındaki çocuklarda ise %75 oranında baş ağrısı görülmektedir. Sürekli veya yineleyen baş ağrıları arasında migren en başta gelir ve çocuklarda görülme sıklığı %3-10 aralığında olduğu gözlemlenmiştir.

Zonklayıcı baş ağrıları, bulantı, kusma, karın ağrısı ve ışıktan ya da sesten rahatsızlık gibi belirtiler migren olasılığını artırır. Yetişkinlerde tek yanlı baş ağrısı görülürken, çocuklarda ağrı her iki tarafta da olabilir. Ağrı sırasında renkte solma, halsizlik gibi belirtiler de gözlemlenebilir. Migrenin tek tipli olması, aura migreninde bulanık görme, yanıp sönen ışıklar, zigzag çizgiler görmek gibi ek belirtilerle kendini gösterebilir. Görsel rahatsızlıklar, yüz, kol ve bacaklarda uyuşma veya baş dönmesi gibi belirtiler de eşlik edebilir. Ağrı atakları sırasında çocuklar genelde sessiz bir ortamda uyumak ister ve uyku sonrası baş ağrısı genellikle geçer. Araba tutması, baş dönmesi atakları, kusma ve karın ağrısı gibi belirtiler migrenle ilişkili olabilir.

Yiyecekler, Tütsülenmiş veya salamura et ve balık, eski peynir, karaciğer, soğan, yoğurt, incir, sucuk, sosis, salam gibi nitrat eklenmiş gıdalar, çikolata, çerez gibi yiyecekler migreni tetikleyebilir.

İçecekler, Çay, kahve, diyet soda, kafeinli yiyecekler, özellikle bira, şarap, viski gibi alkollü içecekler de tetikleyici içecekler arasında yer alır.

Katkı Maddeleri, Monosodyum glutamat, sodyum nitrit, aspartam, tiramin ve fenolik flavonoidler içeren besinler tetikleyici unsurlar arasında bulunur.

Duyusal ve Duygusal Uyarıcılar, Endişe, depresyon, aşırı heyecan veya üzüntü, titreyen floresan ışıklar, parlak gün ışığı, stres, aşırı sevinç ve korkular migreni tetikleyen unsurlar arasındadır.

Yaşam Tarzı Değişiklikleri, Az veya çok uyku, zaman farkı, kafeinsiz kalma, aşırı egzersiz, zihinsel veya fiziksel yorgunluk, ağırlık kaldırma, öne eğilme, cinsel uyarılma ve sigara kullanımı migrenin oluşumunu tetikleyen nedenlerdir.

Migren için en iyi tedavi uykudur. Uyku, normal beyin fonksiyonlarını yeniler, ağrıyı dinlendirir ve birçok migren semptomunu yok eder. Doktorun reçete ettiği veya önerdiği ağrı kesici ilaçlar, migren ağrısı durumunda çocuğa da verilebilir. Eğer ataklar ayda 2-3 defa ya da daha az ise genelde yalnızca atak tedavisi uygulanır. Bu tedavi, hastanın ağrı başlangıcında basit ağrı kesici alması ve dinlenmesi şeklinde olur. Eğer çocuk haftada bir ya da daha sık migren atağı geçiriyorsa, atakları önleyici tedavi önerilir. Bu tedavi yönteminde çeşitli ilaç seçenekleri değerlendirilir ve çocuk nöroloji hekimi gözetiminde ilaç seçimi yapılır. Tedavi süresi genellikle altı ay ile bir yıl arasında değişir ve atakların en aza indirilmesi hedeflenir.